8 yaşında iken gözlerini havai fişek kazasında kaybeden Yusuf, 45 yaşında üniversitede edebiyat professorüdür. Braille alfabesi ile yazar ve okur. Çok düşkün ve yardımcı karısı, seven kızı, güzel evi, balkonu ve bahçesi ile karanlık ama küçük bir cennette yaşar gibi görünür. Ama içinde büyük bir acı taşımaktadır. Allah'a devamlı dua etmektedir gözlerinin açılması için. Ve sonra..
Filmde her ne kadar Yusuf’u elestirsek te acaba kacimiz 40 yılını kör olarak geçirdi ve sonrasında gözünü açtı. Yusuf hata yaptı. Hepinizin yapabileceği bir hata. Bizim gözümüz hep açıktı. Bizim hatalarimiza bakarsak Bizim hergun kör olmamız gerekiyor. Yusuf bir şansı daha hakkediyor
Alak 6 – ’’Insan azar kendine yettiğini sandığında’’ Hakikaten de diğer insanlara göre ne kadar donanımlı olursak, başkalarına ihtiyacımız az olursa o kadar kibirlenmeye, nankörlüge, unutmaya yakın oluyoruz. O yüzden, ’’kusur’’ lar mi engeldir yoksa ’’kusursuzluk’’ mu ahirette de belli olacak.
’’Bilenle bilmeyen bir olur mu ?!’’ diyor bir ayette. Peki görenle görmeyen ?! Görmenin sorumlulukları yok mu ? Her nimet bir imtahan !
Peki Yusuf’un görmeye başlayınca Allah’ın da gördüğünü, hem de herşeyi, gizli olanı da gördüğünü ’’görmemesi’’ garip değil mi ?! Demek ki, görmek gözün ötesinde birşey.
Allah’a verdiyimiz sözleri ne çabuk unutuyoruz ?! Niye unutuyoruz acaba … Oysa ki, Rabbimiz unutmuyor. Bir duaya, bir niyyete, bir söze hatır rahmetine alıyor bizleri. Yusuf’a bir şans verdiği gibi, bizim de önümüze karınca çıkarıyor yeniden… Çünkü O Rahman, O Rahim, O Gafur, O Rauf, O Ekber, O Allah …
-- Yazının Bu kısmı spoiler içermektedir. Görmek için tıklayınız. --
Gözlerinin açılmasını isteyen Yusuf’un gözleri açılıyor ancak iki yerine dört açılıyor. Eskiden kıymetini bildiği değerlere ve değerlilere adeta kör oluyor ve Yusuf’un açılan gözleri şehvet peşinde koşuyor. Duygu ve ibret dolu bir hikaye. Mutlaka izlenmeli.
Yönetmen Mecid Mecidi yine yapacağını yapmış ve harika bir film çekmiş. Kendisine ve bu filmi bize sunanlara teşekkür ederim.
Bu zamana kadar izlememiş olmanın pişmanlığını yaşıyorum, o derece mükemmel bir film. Mecid Mecidi bunu nasıl bu kadar iyi başarıyor, film resmen ruhumu acıttı… Film boyunca sırasıyla içim hüzün, umut ve dert bağladı… ve Mecidi yine bana bir kul olarak yerimi hatırlattı… Ağa Yusuf’ un belki de cennetten dünyaya düşüşünün hikayesi… Evet tam anlamıyla bir düşüş çünkü dünya, kelimesinin tam anlamıyla ’’alçak’’…
Oyunculara gelince Perviz Perestui o kadar iyidi ki bundan ötesine benim hayallerim erişmiyor. Rıza Naci ise ayrı bir alemdi… ’’Amman acı vurma meni’’…. Ne diyim bu siteye bir kez daha çok teşekkür ederim; çünkü İran filmleri ruha hitap ediyor ve bu site sayesinde ruhumuz besleniyor… Selametle
Türkçeyi bu kadar güzel nasıl yazabiliyorsunuz Bana sizin söylediğiniz o Ruha hitap eden başka İran filmleri önerirseniz seve seve hepsini izlerim Şimdiden teşekkür ediyorum
İnsan ne kadar nankör. Allaha verdiğimiz sözü o kadar çabuk unutuyoruz ki, suya yazı yazmak gibi sanıyoruz.Suya yazdığımız yazı dahi Allahın katında betona yazılmış gibidir. Herkes unutur, Allah unutmaz….
Neyin nimet olduğu nimet saydığın şeyi neylediğinle alakalıdır… Masivaya karşı âmâlaşmayan gözler insanı arzuların pençesinde illete iter, yalnızlaştırır ve zillete sürükler…
Alak 6 – ’’Insan azar kendine yettiğini sandığında’’ Hakikaten de diğer insanlara göre ne kadar donanımlı olursak, başkalarına ihtiyacımız az olursa o kadar kibirlenmeye, nankörlüge, unutmaya yakın oluyoruz. O yüzden, ’’kusur’’ lar mi engeldir yoksa ’’kusursuzluk’’ mu ahirette de belli olacak.
’’Bilenle bilmeyen bir olur mu ?!’’ diyor bir ayette. Peki görenle görmeyen ?! Görmenin sorumlulukları yok mu ? Her nimet bir imtahan !
Peki Yusuf’un görmeye başlayınca Allah’ın da gördüğünü, hem de herşeyi, gizli olanı da gördüğünü ’’görmemesi’’ garip değil mi ?! Demek ki, görmek gözün ötesinde birşey.
Allah’a verdiyimiz sözleri ne çabuk unutuyoruz ?! Niye unutuyoruz acaba … Oysa ki, Rabbimiz unutmuyor. Bir duaya, bir niyyete, bir söze hatır rahmetine alıyor bizleri. Yusuf’a bir şans verdiği gibi, bizim de önümüze karınca çıkarıyor yeniden… Çünkü O Rahman, O Rahim, O Gafur, O Rauf, O Ekber, O Allah …
yeni bir hayata başlamak için , şartlara bağlamayın kendinizi her nefes yeni bir hayatın ilk anıdır. şimdi tövbe et ve her şeyin kadrini bilerek yaşa… belki yeni bir şansı daha verilmeyecek
Hani ayette diyor ya; sizin şer bildiğinizde hayır, hayır bildiğinizde şer olabilir.. Yusuf’u izledikçe acziyetimi, şükürsüzlüğümü, nankörlüğümü gördüm. Ne kadar hata yapsak da, yine O’nun (CC) rahmetine sığınıyoruz, ondan başka melce yok..
Filmde her ne kadar Yusuf’u elestirsek te acaba kacimiz 40 yılını kör olarak geçirdi ve sonrasında gözünü açtı. Yusuf hata yaptı. Hepinizin yapabileceği bir hata. Bizim gözümüz hep açıktı. Bizim hatalarimiza bakarsak Bizim hergun kör olmamız gerekiyor. Yusuf bir şansı daha hakkediyor
Ama burada önemli olan yani filmde anlatılmak istenen en temel fikir birşeyin olmasını isterken hep hayırlısını istememiz gerekir fikri. Hakikaten insanoğlu bir dakika sonrasında başına gelen şeyin kendisi için hayır mı yoksa şer mi olacağını bilmiyor.. Hatta bu durum yüce kitabımızda da belirtiliyor. En sevdiğim filmlerden bir tanesi. Bu filmden tek çıkarttığum mesaj bu. Zaten anlatılmak istenen de bu. Çünkü aama olan prof hoca gözü açılıyor ameliyatla daha sonrasında nefsi başka bir hanıma ilgi duymaya başlıyor. Ama daha sonrasında kendi hanımı terkedince ve oda sanırsam tekrar gözlerinde problem çıkıyor ve yaptığının ne kadar yanlış olduğunu farkediyor. Halbuki kendisiyle gece gündüz ilgilenen ve kendisini çok seven bir hanımı vardı. En başta gözlerinin açılmasını Canabı Rahmana niyaz ederken hayırlısıyla diye etseydi veya buna benzer bir duada bulunsaydı çok güzel olmaz mıydı? İşte film ve belgesellerin en önemli özelliği ortaya çıkmış oluyor. O da şudur ki; insanın başına gelmemiş fakat her an gelebilecek durumlarla ilgili bilgi sahibi yapmakk
Yeni Kaynak sitemizde bulunan film, video ve fragmanları ve diğer tüm vidyolar çeşitli paylaşım ortamlarında bulunmaktadır. Sitemiz sadece youtube, google, vb. sitelerde eklenmiş ve paylaşıma açılmış videoları yayınlamaktadır. Server'imize kesinlikle yükleme yapılmamaktadır. Bu yüzden Yeni Kaynak sitesi hiç bir yasal hükümlülüğe tabi tutulamaz. İstenildiği takdirde hak sahipleri videoların kaldırılması talebinde bulunabilirler.
Filmde her ne kadar Yusuf’u elestirsek te acaba kacimiz 40 yılını kör olarak geçirdi ve sonrasında gözünü açtı. Yusuf hata yaptı. Hepinizin yapabileceği bir hata. Bizim gözümüz hep açıktı. Bizim hatalarimiza bakarsak Bizim hergun kör olmamız gerekiyor. Yusuf bir şansı daha hakkediyor
Alak 6 – ’’Insan azar kendine yettiğini sandığında’’ Hakikaten de diğer insanlara göre ne kadar donanımlı olursak, başkalarına ihtiyacımız az olursa o kadar kibirlenmeye, nankörlüge, unutmaya yakın oluyoruz. O yüzden, ’’kusur’’ lar mi engeldir yoksa ’’kusursuzluk’’ mu ahirette de belli olacak.
’’Bilenle bilmeyen bir olur mu ?!’’ diyor bir ayette. Peki görenle görmeyen ?! Görmenin sorumlulukları yok mu ? Her nimet bir imtahan !
Peki Yusuf’un görmeye başlayınca Allah’ın da gördüğünü, hem de herşeyi, gizli olanı da gördüğünü ’’görmemesi’’ garip değil mi ?! Demek ki, görmek gözün ötesinde birşey.
Allah’a verdiyimiz sözleri ne çabuk unutuyoruz ?! Niye unutuyoruz acaba … Oysa ki, Rabbimiz unutmuyor. Bir duaya, bir niyyete, bir söze hatır rahmetine alıyor bizleri. Yusuf’a bir şans verdiği gibi, bizim de önümüze karınca çıkarıyor yeniden… Çünkü O Rahman, O Rahim, O Gafur, O Rauf, O Ekber, O Allah …
Elhamdülillah ir Rebbil alemin.
Çok duygulu bir film. Mutlaka izleyin.
Gözlerinin açılmasını isteyen Yusuf’un gözleri açılıyor ancak iki yerine dört açılıyor. Eskiden kıymetini bildiği değerlere ve değerlilere adeta kör oluyor ve Yusuf’un açılan gözleri şehvet peşinde koşuyor.
Duygu ve ibret dolu bir hikaye. Mutlaka izlenmeli.
Yönetmen Mecid Mecidi yine yapacağını yapmış ve harika bir film çekmiş. Kendisine ve bu filmi bize sunanlara teşekkür ederim.
Bu zamana kadar izlememiş olmanın pişmanlığını yaşıyorum, o derece mükemmel bir film. Mecid Mecidi bunu nasıl bu kadar iyi başarıyor, film resmen ruhumu acıttı… Film boyunca sırasıyla içim hüzün, umut ve dert bağladı… ve Mecidi yine bana bir kul olarak yerimi hatırlattı… Ağa Yusuf’ un belki de cennetten dünyaya düşüşünün hikayesi… Evet tam anlamıyla bir düşüş çünkü dünya, kelimesinin tam anlamıyla ’’alçak’’…
Oyunculara gelince Perviz Perestui o kadar iyidi ki bundan ötesine benim hayallerim erişmiyor. Rıza Naci ise ayrı bir alemdi… ’’Amman acı vurma meni’’…. Ne diyim bu siteye bir kez daha çok teşekkür ederim; çünkü İran filmleri ruha hitap ediyor ve bu site sayesinde ruhumuz besleniyor… Selametle
Türkçeyi bu kadar güzel nasıl yazabiliyorsunuz
Bana sizin söylediğiniz o Ruha hitap eden başka İran filmleri önerirseniz seve seve hepsini izlerim
Şimdiden teşekkür ediyorum
Kesinlikle izlenmesi gereken bir film.. Nankörlüğü öyle bir tasvir etmiş ki… bir başucu filmi.
Yine harika bir film.
İnsan ne kadar nankör. Allaha verdiğimiz sözü o kadar çabuk unutuyoruz ki, suya yazı yazmak gibi sanıyoruz.Suya yazdığımız yazı dahi Allahın katında betona yazılmış gibidir. Herkes unutur, Allah unutmaz….
Hepimiz birer Yusuf’uz aslında.
Sahip olduklarının değerini bilmeyen, kaybedince anlayan.
İzlenmesi gereken harika bir eser, Söğüt Ağacı filmi.
Çünkü sen Allah’ı seni görenlerin en değersizi kabul ettin.. Oldukça sarsıcı. Allah, kendisine verilen sözlerin tutulmasına en layık olandır.
insanın nankörlüğünü çok güzel gözler önüne seren bir film.. Tavsiye edilir..
bir filmdeki Perviz Perestui varsa o film mükemmel film demekki ferqli xarakterleri o qeder gözel yansıtırki tamaşaçıya heyran olmama elde deyil )
’’bana görebilmenin ne demek olduğunu söyle,
ben de sana körlüğün ne olduğunu söyleyeyim!’’
ne kadar muazzam bir tespit.. çünkü insan bu, ancak kaybettiğinde farkına varıyor her şeyin.
içindeyken, neyin içinde olduğunu bilemiyor.
kesinlikle izlenmesi gerekir..
Neyin nimet olduğu nimet saydığın şeyi neylediğinle alakalıdır… Masivaya karşı âmâlaşmayan gözler insanı arzuların pençesinde illete iter, yalnızlaştırır ve zillete sürükler…
Bana kanaat etmeyi öğreten film..
Alak 6 – ’’Insan azar kendine yettiğini sandığında’’ Hakikaten de diğer insanlara göre ne kadar donanımlı olursak, başkalarına ihtiyacımız az olursa o kadar kibirlenmeye, nankörlüge, unutmaya yakın oluyoruz. O yüzden, ’’kusur’’ lar mi engeldir yoksa ’’kusursuzluk’’ mu ahirette de belli olacak.
’’Bilenle bilmeyen bir olur mu ?!’’ diyor bir ayette. Peki görenle görmeyen ?! Görmenin sorumlulukları yok mu ? Her nimet bir imtahan !
Peki Yusuf’un görmeye başlayınca Allah’ın da gördüğünü, hem de herşeyi, gizli olanı da gördüğünü ’’görmemesi’’ garip değil mi ?! Demek ki, görmek gözün ötesinde birşey.
Allah’a verdiyimiz sözleri ne çabuk unutuyoruz ?! Niye unutuyoruz acaba … Oysa ki, Rabbimiz unutmuyor. Bir duaya, bir niyyete, bir söze hatır rahmetine alıyor bizleri. Yusuf’a bir şans verdiği gibi, bizim de önümüze karınca çıkarıyor yeniden… Çünkü O Rahman, O Rahim, O Gafur, O Rauf, O Ekber, O Allah …
Elhamdülillah ir Rebbil alemin.
yeni bir hayata başlamak için , şartlara bağlamayın kendinizi her nefes yeni bir hayatın ilk anıdır. şimdi tövbe et ve her şeyin kadrini bilerek yaşa… belki yeni bir şansı daha verilmeyecek
Ne açıdan bakarsam bakayım üzücü bir hikaye. ”Vefasızlık” kısa bir kelime fakat bir hayatı şekillendiren eylem. vefalı kalplere denk gelesiniz…
Hani ayette diyor ya; sizin şer bildiğinizde hayır, hayır bildiğinizde şer olabilir.. Yusuf’u izledikçe acziyetimi, şükürsüzlüğümü, nankörlüğümü gördüm. Ne kadar hata yapsak da, yine O’nun (CC) rahmetine sığınıyoruz, ondan başka melce yok..
Tamamen ters köşe edildim. Başlarda yusuf’un körlüğüne bakarak kendi nankörlüğümüzü göreceğimizi sanmıştım halbuki iş bambaşka…
Filmde her ne kadar Yusuf’u elestirsek te acaba kacimiz 40 yılını kör olarak geçirdi ve sonrasında gözünü açtı. Yusuf hata yaptı. Hepinizin yapabileceği bir hata. Bizim gözümüz hep açıktı. Bizim hatalarimiza bakarsak Bizim hergun kör olmamız gerekiyor. Yusuf bir şansı daha hakkediyor
Aradığım yorum .👏 sürekli tek taraflı düşünüyoruz .
Ama burada önemli olan yani filmde anlatılmak istenen en temel fikir birşeyin olmasını isterken hep hayırlısını istememiz gerekir fikri. Hakikaten insanoğlu bir dakika sonrasında başına gelen şeyin kendisi için hayır mı yoksa şer mi olacağını bilmiyor.. Hatta bu durum yüce kitabımızda da belirtiliyor. En sevdiğim filmlerden bir tanesi. Bu filmden tek çıkarttığum mesaj bu. Zaten anlatılmak istenen de bu. Çünkü aama olan prof hoca gözü açılıyor ameliyatla daha sonrasında nefsi başka bir hanıma ilgi duymaya başlıyor. Ama daha sonrasında kendi hanımı terkedince ve oda sanırsam tekrar gözlerinde problem çıkıyor ve yaptığının ne kadar yanlış olduğunu farkediyor. Halbuki kendisiyle gece gündüz ilgilenen ve kendisini çok seven bir hanımı vardı. En başta gözlerinin açılmasını Canabı Rahmana niyaz ederken hayırlısıyla diye etseydi veya buna benzer bir duada bulunsaydı çok güzel olmaz mıydı? İşte film ve belgesellerin en önemli özelliği ortaya çıkmış oluyor. O da şudur ki; insanın başına gelmemiş fakat her an gelebilecek durumlarla ilgili bilgi sahibi yapmakk
Yusuf filmin sonunda tekrar görüyor umarım bu sefer aynı hatayı tekrarlamaz.