İslam dünyasında sinema ve vahdet

İslam dünyasında sinema ve vahdet

  Haziran 19, 2019

  1.296 Okunma

İslam dünyasında sinema ve vahdet

Günümüzde İslam dünyasının içinde bulunduğu şartlar, İslam alimleri ve düşünürlerinin müslümanların arasında İslamî vahdeti sağlamak için fikir birliği ve derin çaba sarf etmeleri gerektiğini ve aralarındaki ihtilafları mümkün mertebe yok etmeleri gerektiğini ortaya koyuyor.

Bu yolda hiç kuşkusuz medya organları söz konusu hedefin gerçekleşmesine en büyük katkıyı sağlayacaktır.

İslam dünyasının en önemli meselelerinden biri, hiç kuşkusuz müslümanların arasında vahdettir. Günümüz dünyasında tek İslam ümmetini oluşturmak ve İslam dünyasında her türlü radikal ve tekfirci akıma karşı vahdet ve birlik içinde olmak ve özellikle şii ve sünni hareketlerin vahdetini vurgulamak en önemli zarurettir.

Gerçekte İslam dünyasında vahdetin geliştirilmesi büyük stratejik önem arz etmektedir, öyle ki bunun için İslam ümmetinin tüm kapasiteleri ve ortak fırsatları en iyi şekilde değerlendirilmesi gerekir.

Öte yandan ehli beyt –s– fertlerinin dini öğretileri ve vahdet ve dayanışma yönünde tavsiyeleri, İslamî mezheplerin arasındaki onca ortak yöne vurgu yapmayı ve ufak tefek ihtilafları tefrika malzemesi yapmamayı gerektirir. Nitekim ehli beyt –s– fertleri de ehli sünnet camiası ile birlikte yaşıyordu ve açıkça İslamî camianın vahdetini vurguluyordu.

Bu şartlarda uluslararası İslamî vahdet konferansının siyasetlerini belirleyenlerin İslamî vahdet söylemine zemin oluşturma risaleti, İslam ümmetinde vahdetin habercisi olabileceği gibi, tekfirci teröristlerin en önemli hamileri olan Batı – Arap – siyonist üçgenin bozguna uğratılmasına ve tekfirci akımların da İslam dünyasında dışlanmalarına vesile olabilir.

İslam dünyasında vahdeti oluşturmak amacıyla tekfirci akımlarla mücadele zarureti, İslam alimlerinin İslamî mezheplerin ortak öğretileri ve İslam ümmetinin uyanışı ve küresel istikbarın aşırı taleplerine karşı direnişi temelinde diyalog kurmaları, 30. Uluslararası İslamî vahdet konferansında gündeme gelen stratejik taleplerden bazılarıydı.

30. Uluslararası İslamî vahdet konferansı 15 – 17 Aralık 2016 tarihlerinde Tahran’da düzenlendi.

Uluslararası İslamî mezhepler takrib kurumu genel sekreteri Ayetullah Muhsin Araki İslam dünyası alimleri arasında irtibat kurmak, İslam dünyasında takrib ve vahdet öğretilerini yaygınlaştırmak ve tüm İslamî mezheplerin katılımı ile ortak sosyal paylaşım sistemini oluşturmak, vahdet konferansının en önemli hedefleri olduğunu belirtti.

Öte yandan 30. Uluslararası İslamî vahdet konferansına paralel olarak ilk kez vahdet film festivali de düzenlendi. Festivalde müslüman yapımcılar dünyanın dört bir yanında bir araya gelerek eserlerini sergiledi. 1. Uluslararası İslamî vahdet firm festivaline katılan eserler müslümanların vahdeti, Kur'an'ı Kerim, İslam Peygamberi –s– konularını içeren kısa, orta ve uzun belgeseller, öykü ve animasyon bölümleri ve yine İslam karşıtlığı özel bölümü çerçevesinde seyircileri ile buluştu.

Uluslararası İslamî vahdet film festivali sekreteri bu tür festivallerin düzenlenmesi müslüman film yapımcılarının kültürel zaruretlerinden biri olduğunu belirtti. Bu arada İslamî vahdet film festivalinin düzenlenmesi İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin vurguları üzerine düzenlenmiştir ki bu da rehber Hamanei’nin üniter İslam ümmeti kavramı, vahdet diplomasisinin korunması ve özelikle şii sünni tefrikası yaratan akımlarla mücadele edilmesine vurgu yaptığını ve bu festival de bu hedeflere ulaşma yönünde atılan bir adım olduğunu göstermektedir.

Uluslararası İslamî vahdet film festivali sürekli bir festival olacak ve bundan böyle her yıl düzenli olarak İran’da düzenlenecektir. Bu yüzden konusu İslamî vahdet olan bu fistivalin uluslararası İslamî vahdet konferansı tarafından desteklenmesi, esas amaçları hakiki İslam’ı tüm dünyaya tanıtmak olan yapımcıları tespit etmek ve bir araya getirmek açısından önemli bir platform olabilir.

Gerçekte dünya müslümanlarını vahdete teşvik etmek ve tek İslam ümmetini oluşturma amacına ulaşmak festivalin temel amacıdır.

Bu yıl ilki düzenlenen festival milli ve uluslararası olmak üzere iki bölümde düzenlenerek müslümanların vahdetini, Kur'an'ı Kerim’i ve İslam Peygamberi’ni –s– eksen olarak belirledi ve özel bölümünde düşmanların çeşitli İslamî mezhepler ve tarikatların arasında tefrika yaratma komplosu ve yine İslam dininden şiddet yanlısı bir imaj sunma gayretlerini gözeterek İslam düşmanlığı meselesi üzerinde çalıştı. Bu bölümde ayrıca yerli ve yabancı düşünürler ve eleştirmenler de festivale katılarak görüşlerini paylaştı.

Birinci Uluslararası İslamî vahdet firm festivaline katılan eserler müslümanların vahdeti, Kur'an'ı Kerim, İslam Peygamberi –s– konularını içeren kısa, orta ve uzun belgeseller, öykü ve animasyon bölümleri ve yine İslam karşıtlığı özel bölümü çerçevesinde seyircileri ile buluştu. Bu eserlerde ayrıca tekfirci terör örgütlerinin İslam adı altında işledikleri barbarlık ve dünyayı kaosu sürüklemeleri gözler önüne serildi.

Aslında festival en çok İslamofobia ve müslümanların mazlumiyeti üzerinde odaklandı ve bu bağlamda çok değerli eserler ekranlarda seyircilerden takdir topladı.

Festivale dünyanın dört bir yanından 919 yapımcı eserlerini gönderdi, gönderilen eserlerin arasında yer alan 293 uzun ve kısa belgeselden 31 eser festivalin yarışma bölümüne katılma hakkı kazandı.

Kısa ve yarı uzun öykü bölümünde de milli eserlerin bölümünde 28 eser ve bu eserlerden 13’ü de uluslararası bölümünde yer aldı.

Animasyon bölümünde yine milli eserlerin bölümüne 28 eser seçildi ki bunlardan 9’u da uluslararası bölümde yarışmak üzere hak kazandı.

Klip bölümünde milli eserler kategorisinde 6 eser ve uluslararası bölümünde de bu eserlerden 4’ü katıldı.

Festivalin uluslararası bölümünde İslam karşıtlığı ve İslamofobia konulu 15 eserden 3 eser yarışma bölümüne geçti. Uluslararası bölüme Irak, Suriye, Fas, Tunus, Filistin, Lübnan, Yemen, Mısır, Türkiye, Afganistan, Hindistan, Pakistan, Tacikistan, Malezya, Avustralya, Azerbaycan Cumhuriyeti, Bosna, İngiltere, BAE, Rusya, Fransa, Amerika ve Sırbistan ve diğer bazı ülkelerde toplam 302 eser festival sekreterliğine ulaştı, ki bu ülkelerin arasında Iraklı ve Lübnanlı yapımcılar en çok eser gönderen yabancı yapımcılardı.

Milli eseler bölümüne de Penah Berhuda Rızai, Siyavuş Sermedi, Alişah Hatemi, Muhammed Ali Farsi, Şehriyar Buhrani, Maziyar Miri, Muhammed Mehdi Asgerpur, Muhammed Rıza Verzi, Siyamek Şaiki, Hamid Behmeni, Perviz Şeyh Tadi, Ebulkasım Talibi, Fereşte Taerpur, Behruz Efhami, Cemal Şurca, Muhammed Ali Necefi, Daryuş Yari, Hasan Necefi ve diğer bazı yapımcılar eserleri ile katıldı.

Birinci uluslararası İslamî vahdet film festivalinde ayrıca Arabistanlı şehit alim Ayetullah Nemer Bakır Nemer için bir anma töreni düzenlendi. Suud rejiminin İslam dünyasının bu büyük alimini şehit düşürmesinin ardından festival sırasında şehit alim Nemer için anma töreni düzenlemenin yanı sıra büyük Şeyh Nemer ödülü de İslam karşıtlığı bölümünde yarışan en iyi esere verildi.

Festivalde ayrıca İranlı büyük belgesel yapımcı Muhammed Rıza İslamlu da müslümanların vahdeti ve İslam dünyasında vahdet uğruna sarf ettiği bir ömür emekleri dolaysıyla takdir edildi.

Festivalin milli eserler bölümünde kısa ve yarı uzun eserlerin yarıştığı kategoride festivalin ödülleri en iyi araştırma, en iyi senaryo, en iyi animasyon yönetmeni, en iyi öykü yönetmeni, en iyi belgesel yönetmeni, en iyi eser ve en iyi animasyon dallarında dağıtıldı.

Festivale katılan eserler beş İranlı ve yabancı uzmandan oluşan iki jüri heyeti tarafından değerlendirildikten sonra en iyi eserlere ödülleri dağıtıldı. En iyi animasyon bölümünde festivalin ödülü İngiltere’den Jack Mudler’in O yalnızdı adlı eserine verildi. Eserlerin senaryoları bölümünde de en iyi senaryo ödülü Suriye’den Diyana Kemaleddin’in Fani ve kopuk adlı eserin senaryosuna verildi.

Uluslararası bölümde dağıtılan bu ödüllerden başka en iyi yönetmen ödülünü Lübnanlı yönetmen Mey El Mısri 3000 gece adlı eseri ile kazandı. En iyi eser ödülünü ise Suriye’den Necdet Enzur Fani ve kopuk adlı eseri kazandı.

Belgesel ve İslamofobia bölümünde yarışan belgesellerin arasında en iyi araştırma ödülünü İngiltere’den Muctaba Ali IŞİD ve İslamî radikaller adlı eseri  ile kazandı. Kısa ve yarı uzun eserlerin yarıştığı bölümde en iyi yönetmen ödülü İtalya’dan Julia Amati’ye Hebron benim diyarımdır adlı eserinden dolayı verildi. Uzun belgesel yönetmeni ödülünü de Filistin’den Hayça Ladruz şişedeki umud adlı eseri ile kazandı.

İslam düşmanlığı kategorisinde ise en iyi belgesel ödülünü İran’dan Alizade Avrupa’da İslamofobia adlı eseri ile kazandı.

Festivalin en iyi belgesel ödününü ise İran’dan Muhammed Ali Farsi, Bulutlar Yolda adlı eseri ile kazandı.

Pars Today (IRIB)

Yorum yazabilmek için üye girişi yapmanız yada üye olmanız gerekiyor!
Yeni Kaynak sitemizde bulunan film, video ve fragmanları ve diğer tüm vidyolar çeşitli paylaşım ortamlarında bulunmaktadır. Sitemiz sadece youtube, google, vb. sitelerde eklenmiş ve paylaşıma açılmış videoları yayınlamaktadır. Server'imize kesinlikle yükleme yapılmamaktadır. Bu yüzden Yeni Kaynak sitesi hiç bir yasal hükümlülüğe tabi tutulamaz. İstenildiği takdirde hak sahipleri videoların kaldırılması talebinde bulunabilirler.