Haziran 19, 2019
1.670 Okunma
"Sansür uygulanıyor" denen İran Sineması hakkında gerçekleri sunan masumane bir reklam sloganına Batı sansür uyguladı.
BİR REKLAM SLOGANI
HSBC bankası reklam servisi, masumane bir reklam sloganı kullanmıştı:
“Amerikan filmlerinin sadece % 4'ü kadın (yönetmen) yapımıdır. İran'da ise bu oran % 25'tir. Biz potansiyeli en umulmadık yerlerde buluyoruz. Ya siz?”
Bu sözlerle HSBC bankası yasak bölgeye giriş yapmış oldu. Ve baskılara dayanamayan Londra merkezli HSBC bankası, Aralık 2010 reklam sloganlarından birisini geri çekmek zorunda bırakılmıştı.
Reklamcılar, İslam Cumhuriyeti'nin medyada karikatürize edildiği şekle karşı çıkmanın bir tabu olduğunun farkında değillerdi -sonuçta bize aşılanmak istenen şey, siyasal İslam'ın kadına baskıdan ibaret olduğudur- ve İran hakkında küçücük bir hakikatin reklam sloganında gösterilmesi lobilerin HSBC'yi eleştiri bombardumanına tutması için yeterli bir sebepti ve baskılar sonucu HSBC bu reklamı çekmek zorunda kaldı. Müslüman toplumlarda kadının baskı altında ezildiğine dair söylenen masalları yok etmeye çalışmanın sorumsuzca bir davranış olduğu iddia edilerek bu reklam kaldırılıyordu. Ve ardından yalan haberler uyduruluyordu İran'da İslam Cumhuriyeti'nin kadına baskı uyguladığına dair.
İSLAM TOPLUMUNDA KADIN
İran İslam Cumhuriyetinde Üniversite Öğrencileri ve Öğretim Görevlilerinin % 60'dan fazlasını kadınlar oluşturuyor. Ve Batının yaptığı araştırmalar (örneğin, World Public Opinion) itiraf ediyor ki; “İran'da mevcut hükümet kadınların oylarını toplayarak işbaşına gelmiştir.” Eğer İran'da kadınlara baskı uygulanıyor olsaydı bu mümkün olur muydu?
Buna rağmen garp-zedeler (süfyani lobiler ve medya) gerçekle yüzleşemiyorlar. Gereksiz ürünlerin pazarlanmasında kullanılan bir cinsel objeye indirgenmek istenen kadının, bu zulümden kurtarılıp İslam toplumunda sosyal bir rol üstlenmesine vesile olan gerçekle. İmam Humeyni (r.a) “Vasiyetname“sinde bunu şöyle açıklıyor:
“Yine övünmedeyiz ki hanımlar, yaşlı ve genç kadınlar büyüğüyle, küçüğüyle kültürel, iktisadi ve askeri sahnelerde hazır bulunup İslâm ve Kur'an-ı Kerim'in gayelerinin yüceltilmesi yolunda erkeklerle omuz omuza veya onlardan daha iyi bir şekilde faaliyet göstermiş; savaşabilecek güçte olanlar İslâm ve İslâmî ülkenin müdafaası için önemli farzlardan olan askeri eğitime katılmışlardır.
Ve düşmanların komplosu ve dostların İslâm ahkamı ve Kur'an'ı bilmemeleri neticesinde onlara, hatta İslâm ve bütün Müslümanlara zorla yüklenmiş bulunan mahrumiyetlerden kendisini kurtarmış ve düşmanların kendi menfaatleri için cahiller ve Müslümanların maslahatından habersiz bazı din adamlarını kullanarak meydana getirmiş olduğu hurafelerin bağımlılığından sıyrılmışlardır; savaşa katılma gücü olmayanlar da cephe gerisinde milletin kalbini mutluluk ve sevince boğacak, düşmanlar ve onlardan daha beter olan cahillerin yüreğiniyse öfke ve hışımla titretecek şekilde çalışmaktadırlar.”
TÜM BUNLAR NE DEMEK OLUYOR?
Reklam, habersiz kimselere masumâne gelebilir ama İngiliz sömürü şebekesi HSBC'nin bile basit bir reklam sloganı yüzünden maruz kaldığı eleştiriler gösterdi ki; Batı Rejimleri (ve kezâ Batı çarpılmışı BOP köstebekleri) ördükleri duvarların dışından sızan bir hakikat huzmesinin nuruna dahi tahammül edemiyorlar. Halkları cahil bırakıp İslamın nurundan mahrum etmek için -mücessem İslam hükmünde olan- İran İslam İnkılabı aleyhinde propaganda yapmaya devam ediyorlar.
Evet, özellikle satın alınmış medya aracılığı ile yapılan zavallı İran karşıtı propaganda taktikleri, durumumuzu 1980'lerde Berlin Duvarının yıkılmasını bekleyen insanların durumuna daha çok benzetmektedir.