Haziran 19, 2019
1.043 Okunma
İranlı yönetmen Asğar Ferhadi ve Sanatın Gücü üzerine
Popüler adı Oscar olan 89. Akademi Ödül Töreni. Kendisi törende hazır olmasa da, elinde bir kameradan başka aparatı olmayan Asghar Farhadi, basit bir kurusıkı tabancayla giremeyeceği Amerika’ya kamerasının ürününü gönderip hem mesajını verdi hem de ödülünü aldı.
8 Nisan 2003 tarihinde Bağdat’ta işgal karşıtı yayın yapan pek çok muhabir Amerika deniz piyadelerinin havadan ve karadan saldırısına uğradı, birçoğu hayatını kaybetti.
Aynı gün üst üste gelen tank ve helikopter destekli saldırılar, işgali tarafsız yayınlamaya çalışan basın mensuplarına karşı ABD’nin bir gövde gösterisi olarak değerlendirildi. İddialara göre; saldırılar önceden planlanmış ve vereceği mesaj hesaplanmıştı.
Küresel medya organları üzerinde pek durmasa da Beyaz Saray sözcüsü Scott McClellan, konuyla ilgili olarak usulen sorulmuş bir soru üzerine; “silahların çeşitliliği” konusundan söz etmiş, omuzda bir bazuka gibi duran muhabir aparatının pek de masum olmadığını söyleyip, kameranın da bir silah olduğunu ima etmişti.
Tartışması çok öncelere dayansa da o gün bu soru tekrar gündeme gelmişti. Kamera bir silah mıdır?
Bir silahın; savunma, saldırma, caydırma ve hizaya çekme gibi fonksiyonları olmasına rağmen eğitim ve öğretimin yanı sıra bilinçlenmeye yardımcı olma gibi bir misyonu yoktur. Oysa kamera, sinematografik anlamda pek iddialı olmasa da tam da bu amaç için tasarlanmıştır. Bu bağlamda hiçbir silahın hayal bile edemeyeceği bir görevi ifa etmektedir.
Bu gazetecinin kamerası. Bir de sanatçının kamerası vardır ki onun ekstradan, gerçekleri geometrik düzlemden kurtarıp anlaşılır kılmak için manipüle etmek gibi insani bir fonksiyonu da bulunur.
Kameranın bir silah olup olmadığı sorusu tartışıladursun, geçtiğimiz hafta sinematografın gücünü bir kez daha ispatlayan bir tören izledik. Popüler adı Oscar olan 89. Akademi Ödül Töreni. Kendisi törende hazır olmasa da, elinde bir kameradan başka aparatı olmayan Asghar Farhadi, basit bir kurusıkı tabancayla giremeyeceği Amerika’ya kamerasının ürününü gönderip hem mesajını verdi hem de ödülünü aldı.
Onun omzundaki kameranın işlevi saldırma, caydırma veya hizaya çekme değil; hem ses hem de görüntü olanaklarından sonuna kadar yararlanarak bireyi ve toplumu bilinçlendirmekti. Adalet, vicdan, merhamet, ahlak, dürüstlük, ceza ve intikam gibi ağır duygular yükleyerek sıkı bir empati yaşatmaktı.
Bunu da yaptı, üstelik militanca! “Merg ber Amrika!” anlamını da içeren “Ya Ali!”, “Ya Ebelfezl!” nidalarıyla seyirciyi sarsmayı başardı.
Yapmak için doğduğu şeyi; yani sinema sanatını icra eden üstat Farhadi, kendisine ikinci kez Akademi Ödülü’nü kazandıran, lakin ülkesinin vatandaşlarına vize uygulayarak küçük düşürmeye çalışanları protesto etmek adına gerçek bir sanatçı gibi dik durarak “Forushande / The Salesman” filmiyle layık görüldüğü ödülü almaya gitmemişti.
“My absence is out of respect for the people of my country!” demişti Farhadi. Varlığını Amerika’daki bazı çevrelere saygısızlık olarak görenlere, “Yokluğum ülkemdeki insanlara saygısızlıktır!” diye tepki vermiş, protesto etmişti. Sinema zaten bir protesto değil miydi?
Ödülü NASA mühendislerinden Firuz Naderi ve yine NASA kadın astronotlarından Anushe Ansari’ye aldırttı. Farhadi, ödülü NASA çalışanı iki İranlı kadının almasının sebebini “uzaydan bakıldığında hiçbir yerde sınır yok” sözüyle açıklamıştı. Anushe Ansari ise ödül törenine doğduğu şehrin uzaydan görünen haritasını taşıyan bir şal giyerek gitmişti. Sınırsız, sınıfsız İslam düşüncesini daha gür anlatmak, sığ emperyal kafaları aydınlatmak için.
2.8 kg. ağırlığında som altından yapılmış adam heykelciği böyle değeri ilk kez görmüştü. Daha ne olacaktı ki?
Burada yıllardır tartışılan soruya bir kez daha gelelim. Scott McClellan haksız mıydı? Kamera sadece masum bir aparat mıydı?
Bir mermi, bilemedin bir füze birkaç bin metre yol aldıktan sonra tüm ivmesini yitirir, usulca yere düşer. Ama Asghar Farhadi'nin davranış ve sözleri, Amerika'nın insanlık dışı tutumunu unutturmayacak, yıllar sonra bile olsa hedefini bulacaktır.
Tek başına olmasa bile, sanatla birleştiği zaman kamera bir silahtır. Çünkü sanat, menzili dünya sınırlarını aşan bir silahtır, kamera da.
M. Ali Yar, Tesnim Haber Ajansı