Kızkardeşinin ayakkabılarını tamirciden getirirken kaybeden Ali, geçim sıkıntısı içindeki ailesini rahatsız etmemek için kendi ayakkabısını kardeşiyle ortak kullanmaya başlar.

Eğitimlerine devam etmek için Avustralya'nın Melbourne şehrine gidecek olan genç bir çift, yolculuk arifesinde bir dizi olay yaşar.

Muhammet cepheye gitmeye istekli bir gençtir ama babası buna karşı çıkar. Muhammed bir gece ansızın evden kaçıp savaşa gider ve babası da onu geri getirmek için peşine düşer..

Tam 43 defa kız istemeye giden Veli, bir türlü evlenemez. Ama bir gün, PDR bölümünde görevli bir Profesörden bu sorun hakkında yardım ister. O da Veli’nin neden sürekli reddedildiğini öğrenmeleri için kız öğrencilerini araştırmayla görevlendirir.

Yasal nedenlerden ötürü bir süre ailesinden ayrı kalmak zorunda olan Nigin'in hikayesi. Film, kelebeklerin (Nigin ve arkadaşları) en kritik yaş dönemini inceliyor.

Tacikistan'da çekilen İran filmi Sükût (1998), ailesini geçindirmeye çalışan görme özürlü bir çocuğun hikayesini konu alıyor. Belki de görme engelli olduğu için, müzik Hurşid'i celp ve cezb etmektedir..

Bir kadınla erkek, savaştan zarar görmüş bir yöreye doğru arabalarıyla yol almaktadır. Araba plastik torbalar içinde nakit parayla doludur ve yolda karşılastıkları fakir insanlara parayı dağıtmaktadırlar. Bu bir iyi niyet misyonu mudur yoksa şöhret ve cazibe oyunu mu?

Yusuf Ağa'nın hanımı vefat etmiştir ve tek çocuğu olan kızı ile yaşamaktadır. Kızının iyi bir hayat sürmesi için elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Ama bir yanlış anlaşılma nedeniyle her şey onun için bir kargaşaya dönüşür.

Nergis adlı küçük bir kız başka bir okuldan bir kızla tanışır ve ikiz kardeş olabileceklerini düşünürler. Ama bunu anne-babalarına anlatmak istediklerinde hiçbirinin dinlemeye vakti olmaz. Bunun üzerine kızlar tekrar buluşup ailelerini birleştirmek için plan yaparlar.

Bahtiyari bölgesinde bir İngiliz askerinin cesedi bulunur ve bunun üzerine olaylar gelişir.

İran'da gerçekleşen İslam Devriminin ardından Batı Devletleri Saddam'ı İran'a karşı destekler ve sekiz yıllık savaş empoze edilir İran'ın üstüne. İranlı yiğitlerin bu zor şartlar altında gerçekleştirdikleri mukaddes savunma savaşında yaşadıkları nice hikayeler vardır. İşte onlardan üçü.

Müslüman ve Hristiyanların birlikte yaşadığı bir köyde geçen hikaye. Aliyar; 12 yaşlarında bir çocuktur. En iyi dostunun ölümü üzerine onu kurtarmak için Hazreti İsa (a.s) gibi nefesiyle ölüleri dirilten birisini bulmaya çalışır.

Sekiz çocuğu evlenip gidince yalnız kalan Nene Lala, son olarak Japonya’ya giden oğlundan da bir yıldır haber alamamaktadır. Kimsesiz ve mağdur bir halde yaşamakta, günlerini oğlundan gelecek telefonu bekleyerek geçirmektedir. Yaşlılık yalnızlıkla da birleşince, beklediği telefon daha bir vazgeçilmez olur. Oğlu komşularını arayacaktır ve onu telefona çağıracaklardır. Sonunda oğlu arar. Ama mahallede çocuklardan başka herkes bir cenazededir. Ve aranan evin kapısı da ders çalışması için evin çocuğunun üzerinden kilitlenmiştir. 1,5 saat sonra tekrar telefon gelecektir ve kapının açılarak Nene Lala’nın telefona ulaşması gerekmektedir.

Minik Ceyran ve yaşlı komşusu Masume Hanım, alışverişlerle kazandıkları kuponların bedeli olan Bir Çuval Pirinci almak için çıktıkları Tahran sokaklarında küçük maceralar yaşarlar..

Bir öğrenci sınıfın camını kırar ve rüzgarlı bir havada yeni bir cam getirip değiştirmesi gerekir.