Haziran 19, 2019
453 Okunma
Türkiye'de düzenlenen "Uluslararası Dostluk Kısa Film Festivali"nde "Kısa Filmden Uzun Dostluklara" panelinde Filistin, İran ve Türkiye'den yönetmenler bir araya geldi.
IRNA'nın bildirdiğine göre, İstanbul, Salt Galata'da düzenlenen söyleşide, İranlı yönetmen Kemal Tabrizi, kısa film süreçlerinde kurulan dostlukların önemine işaretle, “Kısa film bu anlamda çok özel bir yerde duruyor. İran'da özellikle kısa film, özel bir form ve yapı arz ettiği için, buna çok ciddi önem veren sinemacılar ve festivaller var. Bu festivallerin uzun metraj film festivallerinden hiçbir farkı yok. Kendilerine has ödülleri ve programları var. Hatta burada yetişen bazı sinemacıların, hiçbir şekilde uzun metraj film yapmadıklarını görüyoruz. Çünkü buna ayrı bir form, bilgi ve aşk olarak bakılıyor. O nedenle bunların sayısı çok fazla. İran'da çok ciddi bir kısa film kalitesi var.” değerlendirmesinde bulundu.
Kemal Tebrizi, İran İslam İnkılabındaki sinemalarda kısa filmlere özel programlar yapıldığını belirterek, “Her mevsim ayrı program çıkar. Bu programlar o kadar çok ilgi görüyor ki biz deneyimli yönetmenler de o programları izleriz.” dedi.
Festivalin jüri başkanı yönetmen Yüksel Aksu konuşmasında, sinemanın başlangıcının kısa film olduğunu söyleyerek, kısa filmin sinemanın kadim sanatı olduğunu belirtti.
Filistinli senarist ve yönetmen Najwa Najjar da günümüzde hikayesi ve kamerası olan herkesin film yapabileceğine dikkati çekti.
Filistin'de özellikle son 20 yılda bastırılmış bir yapının söz konusu olduğunun altını çizen Najjar, “Her koşulda film yapılması çok zordu ve gün geçtikçe daha iyiye gitmedi. Çoğu zaman yapabilecek hiçbir şey yok. Ancak kendi sinemanızı yaparsanız, kendi hikayenizin kontrolü sizin elinizde olur. Kendi hikayenizi siz çekerseniz, doğru yansıtırsınız. Hollywood ya da İsrailliler çekerse olmaz. Evlerimizin içine hiçbir zaman girmemiş ve bizim nasıl yaşadığımızı bilmeyen işgalciler, filmlerinde bizi dünyaya nasıl göstermek istiyorlarsa öyle gösteriyorlar. Hollywood sineması bizleri terörist yapıyor, Filistin'de yaşananları ise dinle ilgili bir çatışmaymış gibi gösteriyor. O yüzden kendi hikayemizi ve kendi tarihimizi kendimiz anlatmalıyız.” dedi.
İsrail işgali altındaki Filistin'e ilişkin dünyadaki genel bilginin çok yetersiz olduğunun altını çizen Najjar, üçüncü filminin yeni bittiğini ve filmin ardından kendine yöneltilen soruların bilgi yetersizliğini gösterdiğini dile getirdi.
Yeni Kaynak